Son günlerde kısırlık sık sık bahsedilen bir konu ve ne yazık ki pek çok ailenin de sorunu. Çiftlerde ciddi psikolojik sorunlara hatta ayrılıklara bile neden olabiliyor. Kısırlık sorunu olan çiftlerin bebek sahibi olma konusunda fazla bir şansları bulunmuyor.
Kısırlık problemi çok eski zamanlardan beri çiftlerin sorunu olduğu için taşıyıcı annelik de o kadar eskilere dayanmaktadır. Ancak günümüzde ülkemiz dahil pek çok ülkede kanunlara aykırıdır. Bazı aileler taşıyıcı anne olarak arkadaş çevresi ya da aile içinden birilerini seçerken, bazı aileler profesyonel olarak bu konuyla ilgilenen kuruluşlardan yardım alabilirler.
Taşıyıcı anne olmanın bazı kuralları vardır. Taşıyıcı anne olması beklenen kadın 18-35 yaş aralığında olmalıdır. Daha önce çocuk doğurmuş olması tercih edilir. Eğer taşıyıcı anne evliyse mutlaka eşinden izin almış olması gerekmektedir. Tüm bunlardan daha önemlisi taşıyıcı annenin hem fiziksel hem de psikolojik olarak sağlıklı olmasıdır. Sağlık geçmişinde de ciddi bir problem olmaması gerekiyor.
Taşıyıcı annenin hamile kalması için iki farklı yol izleniyor. Geleneksel yöntemde babadan alınan spermle aşılama yapılabiliyor. İkinci yöntemde ise, eğer babada da kısırlık sorunu varsa bir donörden alınan spermle annenin yumurtası aşılanarak taşıyıcı annenin rahmine yerleştirilir. Böylece taşıyıcı annenin çocukla genetik olarak bir ilgisi kalmamış olur.
Resmi olarak ilk defa taşıyıcı anne ayarlaması 1976 yılında yapıldı. Sadece Amerika’da 1976 ile 1988 yılları arasında yaklaşık 600 bebek taşıyıcı anne tarafından doğruldu. 1987 ile 1992 yılları arasında ise tahmini olarak 5000 bebeğin taşıyıcı anneler tarafından dünyaya getirildiği biliniyor.